İşyeri Kapatma Kararları ve İptali Kulaçoğlu Hukuk Bürosu

Silahlı Kuvvetler mensupları siyasî partilere üye olamazlar (AY m. 68/5). Tüm disiplin cezalarına karşı idari itiraz yoluna başvurulması mümkündür[444]. Disiplin cezalarına itiraz kişisel bir haktır ve kanunlar tarafından açık bir biçimde sınırlandırılmadıkça, her disiplin cezası için kullanılabilir[445]. Disiplin mahkemelerinden verilen hükümlere karşı tefhim veya tebliğinden itibaren üç gün içinde bir üst disiplin mahkemesinde itiraz edilebilir (m.31). Teşkilatında disiplin mahkemesi kurulan komutan veya askeri kurum âmiri veya sanık itiraz hakkına sahiptirler (m.30).

Adlı internet sitesinde ve facebook adlı sosyal paylaşım sitesinde G.. Isminde sahte hesap açılarak, İstanbul Barosu avukatlarından G.. Hakkında yayımlanan yazılar ve içerikler nedeniyle ilgilisi G.. Ş..’ın sözkonusu sitelere erişimin engellenmesi talebinin reddine dair Bakırköy 2. Sulh Ceza Hakimliğinin kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Bakırköy 3. Sulh Ceza Hakimliğinin kararı aleyhine kanun yararına bozma istemini içeren yazı ekindeki dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu. Başvuruyu yapan ve bugüne kadar pek çok estetik cerrahi operasyon yapan doktorun, özel muayenehanesinde serbest olarak gösterdiği faaliyet, kamusal birfaaliyettir. Dolayısıyla başvuranın devlet tarafından izne ve ruhsata tabi bu faaliyetlerinin kamu hizmeti olduğu, kendisinin de kamu görevlisi olduğu tartışmasızdır.Başvuranın erişime engellenmesini istediği “” adlı internet paribahis, genellikle kadınlarla ilgili paylaşımların yapıldığı bir forum sitesidir. Başvuranın kişilikhaklarının ihlal edildiğini iddia ettiği forumdaki yazılar, başvuran doktorun “labioplasti” adlı cerrahi operasyonu üzerlerinde gerçekleştirdiği hastaların, başlarındangeçenleri, çektikleri acıyı, ayrıca doktorun kendilerine bu operasyon sırasında gösterdiği tavır ve davranışları dile getirdikleri paylaşımlardan oluşmaktadır. Erişim engelleme, ceza muhakemesi hukukundaki koruma tedbirleri gibi hukuki sonuçlar doğurur.

Fıkrası ile de itiraz üzerine verilen kararların kesin olduğu ve bu kararlara karşı idari yargıya başvurulamayacağı belirtilerek uyarma ve kınama cezaları bakımından yargı yolu kapatılmıştır. Disiplin cezaları hakkında cezalı tarafından yapılacak şikâyet üzerine karar vermeye yetkili amir, bu kararın verileceği zamanda cezayı vermiş olan amirin bir derece üstü olan disiplin amiridir (AsCK m.188/4). Kanun koyucu bu düzenlemeyle, ceza verildiği anda şikâyeti incelemekle yetkili amirin herhangi bir şekilde görevi başında bulunmadığı durumlarda (atama, izin, emeklilik gibi) şikâyetin yerine gelen kimse tarafından incelenmesine imkân sağlamıştır. Yukarıdaki nedenlerle  okuldan çıkarılan öğrencilerle ilgili yüksek disiplin kurulu kararı, ilgili Kuvvet komutanının onayı ile kesinleşir. Askeri öğrencilikle ilişiğinin kesilmesine karar verilen öğrenciler, kararın kesinleşmesine kadar okul komutanlıklarınca gerekli görüldüğü takdirde, işlemleri tamamlanmadan önce de okuldan uzaklaştırılabilirler. Bu durumdaki öğrenciler, bu süre içinde resmi elbise giyemezler, ancak askeri öğrencilik statüleri devam eder. Tekerrür konusunda tartışılan bir diğer husus ise, affa uğramış olan disiplin cezalarının tekerrüre esas alınıp alınmayacağı konusudur. Danıştay ise, tekerrüre esas alınan hususun ceza değil, fiil olduğu gerekçesiyle disiplin cezası af kanunu ile ortadan kalksa bile tekerrür bakımından etkisini sürdüreceğini kabul etmektedir[414]. Ancak bu kabul, genel af müessesesi ve affın sonuçlarıyla bağdaşmamaktadır[415]. 657 SK’da aksine bir düzenleme olmadığından, disiplin amiri soruşturma kararını verdikten sonra bizzat kendisi soruşturma yapabilir[337].

Bu mahkemenin bağımsız ve tarafsız bir mahkeme olması gerekmektedir. Maddesinde Sözleşme’deki hak ve özgürlükleri ihlal edilen kişinin ulusal makamlara başvuru hakkı güvence altına alınmıştır. Madde hükmü, ulusal bir makam ibaresini içerdiğinden; hak arama hürriyeti için kullanılacak yolun mutlaka yargı yolu şeklinde olması zorunlu değildir[639] . Sonuç olarak askerlerin ifade özgürlüğünün sivil kişilere göre daha fazla sınırlanabileceği, bu sınırlamaları ihlal edenlerin disiplin yaptırımı da dahil olmak üzere çeşitli yaptırımlarla cezalandırılabileceği, ancak bu sınırlamaların gereklilik, oranlılık ve ölçülülük ilkelerini ihlal ettiği takdirde sözleşmenin 10. Maddesinin de ihlal edileceği, bu nedenle askeri hizmetin gerekleri ile ifade özgürlüğü dengesinin iyi ayarlanması gerekmektedir. AİHM’nin askeri disiplin gerekçesiyle din ve vicdan özgürlüğünün kısıtlanabileceğine ilişkin kararları, özellikle YAŞ kararı ile TSK’dan çıkarılan kişilerin başvurularında yoğunlaşmaktadır. Başvuruları reddederken, çıkarma işleminin başvurucunun dini inanç veya görüşleri, eşinin türbanı veya dini vecibelerini yerine getirmesi nedeniyle değil, askeri disiplin ve laiklik ilkesini ihlal eden tutum ve davranışlarından dolayı tesis edildiğini belirtmektedir[626]. Mahkeme’nin bu konudaki kararlarına, askerlik gibi sıkı kuralların hâkim olduğu kurumlara gönüllü olarak giren kişilerin, din ve vicdan özgürlüğüne getirilen kısıtlamalara katlanmakla yükümlü olduğu temel görüşü hâkimdir[627]. Sonuç itibarıyla, askeri disiplin cezalarından, meslekten çıkarma cezalarının bazıları (YAŞ Kararları hariç), ve kişi özgürlüğünü sınırlayan cezalar bakımından 6.

Maddesine göre “Herkesin yaşama hakkı yasayla korunmuştur. Yasanın ölüm cezasıyla cezalandırdığı bir suçtan dolayı hakkında mahkemece hükmedilen bir cezanın yerine getirilmesi dışında, hiç kimse kasten öldürülemez”. Sözleşme mahkemece verilmiş ölüm cezasının infazını yaşama hakkının ihlali olarak görmemektedir. Nisan 1983 tarihinde sözleşmeye Ek 6 numaralı protokol ile ölüm cezasının kaldırılmasını kabul etmişler[498]. Ancak protokol, ölüm cezasının kaldırılması yükümlülüğünü barış zamanıyla sınırlamıştır. Buna göre Bir devlet mevzuatında, savaş veya yakın savaş tehlikesi zamanında işlenmiş olan fiiller için ölüm cezası öngörülebilir. No’lu Protokol ile ölüm cezası savaş ve yakın savaş tehlikesi hali de dahil olmak üzere her durumda kaldırılmıştır[499]. Fıkrasında; “Bir disiplin cezasından dolayı şikâyet, ceza verilen asker kişi tarafından veya kendisinin üstleri tarafından doğrudan doğruya yapılır” şeklinde düzenleme bulunmaktadır. Dolayısıyla AsCK, disiplin cezalarına karşı idari başvuru yolunu kullanma hakkını sadece kendisine ceza verilen kişiye tanımamış, ceza verilen kişinin üstlerine de tanımıştır. Böylece kendisine disiplin cezası verilen kişinin, amirini şikâyet etmekten çekinip idari başvuru yolunu kullanmaması durumlarında, bu kişinin mağduriyeti önlenebilmektedir[427]. Alt ceza uygulamasına, ancak disiplin cezasını verecek makam karar verebilir[395]. Örneğin kademe ilerlemesinin durdurulması cezası disiplin kurulunca verilecek bir ceza olduğundan bir alt ceza uygulamasına ilişkin değerlendirme ve karar verme yetkisi yine aynı kurulundur[396].

  • A) Medya hizmet sağlayıcı kuruluşlardan alınacak yayın lisansı ücretleri.
  • Fıkrasında bu hürriyetin sınırlanma şartları, son fıkrasında hürriyetin kullanılma usulünün kanunla düzenleneceği hususu yer almakta, konumuzla ilgili önem arz eden maddenin 3 .

AYİM bu kararında da hukuka uygun bulduğu disiplin cezasından dolayı açılan tazminat davasını kusursuz sorumluluk ilkesine göre esastan incelemiştir. AYİM, oda ve göz hapsi cezalarının Anayasaya aykırılığının ileri sürüldüğü bir davada; davacı personel giriş ve çıkışlarının uygun şekilde kayıt altına  alınmaması suçlamasıyla savunmasının alındığını ve Bl.K. Yukarıda yer verilen yasa hükümlerinden disiplin amirleri tarafından verilen “oda hapsi” disiplin cezasının, hürriyeti tahdit eden bir ceza olduğu anlaşılmaktadır. Maddesinde yer alan düzenlemeye göre de oda hapsi cezası alan asker kişiler mümkün olduğu takdirde cezayı tek başlarına belirli bir hapis odasında geçirecekler, ceza süresince genel hizmet yapamayacaklar ve emir veremeyeceklerdir. Cezanın infaz biçiminden de, oda hapsi cezasının hürriyeti tahdit eden bir niteliği bulunduğu görülmektedir. Göz hapsi ve oda hapsi cezalarının kişi özgürlüğünü sınırlayan nitelikte olduğu AsCK’nun 21. Sonuç itibariyle oda ve göz hapsi disiplin cezası iç hukukumuza göre bir mahkeme kararına dayanmadan disiplin amirlerince idari kararla verilebilen ve niteliği itibariyle de kişinin fiziki özgürlüğünü sınırlayan bir idari işlemdir. Disiplin amirlerinin yetkilerinin neler olduğu TSKDY’nin 10 ve JDY’nin 7. TSK’da görevli personele sadece disiplin amirleri tarafından değil disiplin kurulları tarafından da disiplin cezaları verilebilmektedir. Askeri Ceza Kanunu ile 477 sayılı kanunda yazılı disiplin suçları ile disiplin tecavüzlerinden dolayı disiplin cezası vermeye disiplin amirleri yetkilidir. Birinci bölümde açıklandığı üzere, TSK’da görevli Devlet memurlarına verilen kademe ilerlemesinin durdurulması cezası disiplin kurulu kararı alındıktan sonra verilebilmektedir. Yine Devlet memurluğundan çıkarma cezası yüksek disiplin kurulunca verilmektedir.

Maddenin ikinci fıkrasında bazı hallerle beraber vatandaşlık ödevi niteliğindeki beden ve fikir çalışmalarının zorla çalıştırma sayılmayacağı belirtilmiştir. Buna göre vatandaşlık ödevi olarak vatan hizmeti kapsamına giren askeri nitelikteki veya onun yerine geçen hizmetler zorla çalıştırma sayılamaz[539]. Onur kırıcı muamelelerin mağdur üzerindeki etkisi; mağdurda korku, anksiyete ve aşağılık duygusu yaratması ve onları kendisi veya başkaları karşısında alçaltıcı niteliktedir. Mağdurun fiziksel veya moral direncini kırmaya yönelik uygulamalar yahut mağduru iradesine veya vicdanının aksine hareket etmeye yönelten uygulamalar bu kapsamdadır. Kişiyi kamu önünde teşhir etme, kamu gücünün veya görevlilerinin oyuncağı haline getirme, fiziki ceza verme gibi muameleler onur kırıcı muamele kavramı içerisine girmektedir. Onur kırıcı davranışlar sadece moral değerleri üzerinde etkili değildir. Mağdurun manevi bakımdan olduğu kadar maddi bakımdan da zarar görmesi mümkündür[523]. AİHS bakımından insanlık dışı muamele doktrinde, Sözleşmenin amacına göre, “uygulandığı insanın bedensel dokunulmazlığına önemli müdahaleler oluşturan bütün hareketler” olarak değerlendirilmektedir.[520] Mahkeme, insanlık dışı muamele bakımından da asgari ağırlık düzeyine ulaşma ölçütünü kullanmaktadır. Madde, aynı zamanda sözkonusu olabilecek sınırlamaları (istisnaları) belirtmiştir.

Disiplin mahkemelerinden verilen kararlara karşı üç günlük itiraz süresi vardır ve bu süre tefhim veya tebliğden itibaren başlar. Eğer son gün resmi tatile rastlarsa süre tatili takip eden ilk günün mesai saati sonunda biter. Milli Savunma Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı teşkilatında kurulan disiplin mahkemelerinin verdiği kararlara karşı itiraz yine aynı yer mahkemelerince fakat daha yüksek rütbedeki heyetçe incelenecektir. Mahkeme, bir askerin komutanına yazdığı bir mektupta orduyu eleştirmesi üzerine verilen disiplin cezasının, mektup yayımlanmadığından ve hakaret içermediğinden fikir hürriyetini ihlal ettiğini belirlemiştir[638]. AİHM, Glassenapp ve Kossiek davaları gibi birçok uyuşmazlıkta, ilgililerin siyasi görüşleri nedeniyle devlet memurluğuna alınmamalarının veya çıkarılmalarının maddeyi ihlal etmediğine karar vermiştir. Buna karşılık Vogt kararında, Alman Komünist Partisinin aktif üyesi olan İngilizce öğretmeni memurun, fikri faaliyet nedeniyle memuriyetten ihracını 10.

Soruşturma raporunun ceza vermeye yetkili amir ya da kurulları bağlamaması hukuki niteleme açısındandır. Disiplin cezası verecek kişi veya kurul bir raporun yetersiz olduğunu düşünüyorsa, yeniden soruşturma yapılmasını veya soruşturmanın derinleştirilmesini isteyebilir. Ancak usulüne uygun olarak düzenlenmiş bir rapordaki maddi verilerin disiplin cezası verecek kişi veya kurul tarafından göz ardı edilmesi de mümkün değildir[358]. Maddesinde “Disiplini bozan bir kabahat yalnız bir amir tarafından ve bir disiplin cezası ile cezalandırılır.” hükmü bulunmaktadır. Düzenlemeden de açıkça anlaşılacağı gibi, disiplini bozucu bir hareket nedeniyle faile ancak bir disiplin cezası verilebilir. Hem en yakın amir, hem de daha üst amirler tarafından ayrı ayrı ceza verilmesini kanun yasaklamıştır.

Burada en önemli unsur amir ve üste saygısızlık teşkil eden fiilin hizmette veya hizmete ilişkin hallerde yapılmasıdır[99]. Hizmet; kanunlarla, nizamlarda yapılması veyahut yapılmaması yazılmış olan hususlarla, amir tarafından yazı veya sözle emredilen veya yasak edilen işlerdir (İçHizK m.6). Hizmetin sınırlarının genel bir tanımla çizilmesi ve kapsamının genel bir anlatımla belirlenmesi, askerlik hizmetinin özelliğine nazaran pek mümkün görülmemektedir. Disiplin suçlarının belirlenmesi konusunda mevzuatımızda bir yeknesaklık bulunmamaktadır. Bazı mevzuat hükümlerinde yer alan ve kıyas yoluyla yeni disiplin suçu yaratılmasına imkân tanıyan torba suç kurallarıyla, hem farklı uygulamalara yol açılmış, hem de güvencesiz bir durum ortaya çıkarılmıştır[35]. Bu durumun sakıncalarına ve kanunilik ilkesi açısından değerlendirilmesine İkinci Bölümde geniş olarak yer verilecektir. Genel anlamda suç oluşturmayan bazı davranışlar, ceza hukukunda uygulanan yaptırımlara benzer bir yaptırımla karşılaşırlar. Ancak bu yaptırımlar kişi bakımından adli cezaların sonuçlarını doğurmaz. Disiplin suçları da bu tür yaptırımları gerektiren hukuka aykırı fiillerdendir[27]. SUNUŞHerkes, bilgi edinme ve haber alma, özgür düşünce, ifade ve serbest eleştiri hakkına sahiptir. Düşünce ve ifade özgürlüğünün kullanılmasının başlıca yolu olan basın ve yayın özgürlüğü temel insan haklarındandır.